Pages

bilgi paylaşım ve yayım hattı:
iphone, ipad, ios, cydia, apple, android, ics, installous, gezi, driver, linux, oyun

24 Ocak 2007 Çarşamba

Bilgisayarınıza musallat olan zararlı programlardan kurtulmak (Spybot, spyware, malware)

Hali hazırda normal bir kullanıcının korkulu rüyaları haline gelen Spyware, Malware vb kötü yazılımları temizlemek için birçok program ücretsiz olarak internet ortamında bulunabilmektedir. Peki bunlardan hangileri gerçekten yararlıdır? Bunların buluşmalarını engellemek için neler yapılabilir?

Öncelikle programsal bazda nelerle temizleyebileceğimize bakalım. Burada tamamen veya kısmi olarak bedava olan (freeware, shareware) programlardan bazılarına, özellikle de işe yarayan popüler yer vereceğiz. Şayet eklemek istedikleriniz olursa yorum kısmından eklerseniz mutluluk duyarız.

1) Spybot Search & Destroy: (Windows 98/Me/NT/2000/XP, 4,8 Mb)
Hali hazırda en güncel ve güvenilir desteği veren program olarak öne çıkan Spybot S&D hiçbir limit olmaksızın tamamen bedava olmasıyla rakiplerinin önüne geçiyor. Dil desteğiyle birlikte gelen program daha tehdit ortaya çıkmadan onu engelleme özelliğiyle de gayet kullanışlı. Kullanımının kolaylığı dolayısıyla bilgisayar konusunda herhangi bir bilgisi olmayan birisi bile rahatlıkla bu programı kullanabilir. Programı kurduktan sonra genel adımları takip ettikten sonra yukarıda yer alan Language bölümünden Türkçe'yi seçerek tamamen olmasa da (~%90) Türkçe bir şekilde kullanabilirsiniz. Siz eksik olarak sayar mısınız bilemiyorum ama programın bana göre tek eksiği otomatik güncelleme (update) yapmayışı. Tavsiye olarak her 15 günde bir güncellemenizi ve sisteminizi taratmanızı öneririm.

Kurulum ve kullanımı kolay dediğim halde istersiniz belki diye bu konuya biraz değinmek gerekirse; Programı kurduktan sonra güncelleştirme, bağışıklama, registry (kayıt defteri) yedeği alma gibi şeyleri yapmanızı ister program. İsterseniz bunları ben kendim yaparım diyerek bu seçenekleri atlayabilir/iptal edebilirsiniz. Bundan sonra ise programda isterseniz dillerden Türkçeyi seçebilirsiniz. Program ilk çalıştılışından sonra ilk olarak yapılması gereken hali hazırda son güncellemeleri içerip içermediğini kontrol etmektir. Bunun için sol tarafta yer alan Güncelleştirme (Update) kısmına gelmeniz ve Güncelleştirmeleri ara (Search For Updates) demeniz ve şayet bulunuyorsa (bulunmuyorsa zaten yok şu an pek bişi şeklinde uyarı görüntülüyor) Güncelleştirmeleri indir (Download Updates) seçeneği ile programımızı güncelleştiriyoruz. Arkasından Bağışıklama (Immunize) seçeğine gelip sistemimizin güvenliğini sağlamasını sağlıyoruz. Şayet Bilinen tüm kötü ürünler engellendi (All known treats had been immunized) uyarı çıktıysa burada başka bir şey yapmanıza gerek yok. Fakat bu uyarıdan farklı bir şey görüntülendiyse o vakit o pencerede yukarıda yer alan Bağışıklama (Immunize) seçeneğine tıklayarak, zararlı yazılımlar daha bilgisayarınıza yüklenmeden kendinizi korumaya alabilirsiniz.

Arkasından Bul ve Yoket (Search & Destroy) seçeneğine gelip sistemimizin tam bir taramasını alıyoruz (Problemleri tara). Şayet aşağıda yer alan ekranda bir şeyler görüntülenirse Programleri düzelt seçeneğine tıklayıp zararlı yazılımlardan kurtuluyoruz.

Şayet isterseniz programı kurarken TeaTimer isimli ek paketi de kurarak güvenilirliğinizi en üst seviyeye çıkartabilirsiniz. Genel olarak TeaTimer programı Explorer üzerinde, Registry (kayıt dosyalarında) veya harddiskte herhangi bir değişiklik yapılacağı zaman karşınıza bir uyarı çıkartarak "kardeşim bak böyle bir değişiklik yapılmak üzere bilgin dahilinde mi bu?" diye bir soru çıkartıyor. Lakin orta ve üst kullanıcılar için bu biraz rahatsız edici olabilir. Bu nedenle ben pek önermesem de şayet sizden başkaları bu bilgisayarı kullanmaktaysa kullanmanızda fayda var. Bu uyarı ekranında İzin ver, her daim izin ver, engelle, beni bu konuda biraz daha bilgilendir gibi seçenekler bulunmakta.

Programı download.com üzerinden indirmek için;
Get it from CNET Download.com!

2) Ad-Aware:
(Windows 98/Me/NT/2000/XP, 2.72 Mb)
İnternet üzerinde en bilindik zararlı program temizleyicilerinden birisi. Program bedava ve gerçek zamanlı koruma hariç herhangi bir eksiği bulunmamakta. Program gayet kolay bir kurulum ve kullanım ekranına sahip. Uzun süre güncellememeniz durumunda sizi uyarmasıyla takdirimi kazanan bir program. Gerçek zamanlı koruması olmadığı gibi bilgisayarınıza girme riski bulunan şeyleri önceden engelleme seçeneği olmaması da kötü yanları.

Programı kullanmadan önce güncelleştirdiğinizden emin olun. Daha sonra basitçe aşağıda yer alan Start tuşuna başarak sistemimizde neleri nasil tarayabileceğinizi seçerek sisteminizi taratmaya başlayabilirsiniz. Start tuşuna basınca karşınıza çıkan ekrandaki ayarlarda Perform Smart System Scan ve Search for negligible risk entries in tıklı olması yeterlidir, şayet isterseniz Search for low-risk threats (düşük risk taşıyan tehditleri de araştır) seçeneğini aktif hale getirebilirsiniz ama çok gerekli olmadığını söyleyebilirim. Daha sonra Next diyerek taramayı gerçekleştiriyorsunuz. Şayet bir şeyler bulunursa zaten Next tuşu aktif oluyor (bulunamazsa Finish tuşu çıkıyor). Next dedikten sonra ekranın uygun yerinde Select All Objects (Tüm objeleri seç) e bastıktan sonra Next'e basabilir veyahut Quarintine tuşuna basarak karantinaya alabilirsiniz. Karantinaya almanız genelde gereksizdir.

Programı download.com üzerinden indirmek için;
Get it from CNET Download.com!

3) Spyware Doctor ( Windows 98/Me/2000/XP/2003 Server, 10 Mb)
Sunduğu özellikler en geniş yelpazeyi kapsamasına rağmen paralı sürümü işe yarar olan bir program. Ücretsiz versiyonunda gerçek zamanlı koruma özelliği sayesinde spyware, adware, Trojan horses, keyloggers, spyware cookies, adbots, spybots, browser hijackers, phishing attacks malware tehlikelerine karşı güvenlik sağlamakta. Ek olarak Internet Explorer'a entegre halde bir pop-up blocker (açılır pencere engelleyicisi) de sunmakta. 4 versiyonunda ise bunlara ek olarak IM (Anlık mesajlaşma) programlarında da koruma özelliği sunmakta. Ücretsiz sürümde arama sonrası bilgisayarınızda hali hazırda bulunan tehlikeleri temizleme seçeneği olmuyor. Bu özelliği sahip olmak için 30 $ gibi bir meblağ ödemeniz gerekiyor. Sırf bu sebepten dolayıdır ki pek kullanışlı bir program değil. Özellikle de rakiplerinin ücretsiz olduğu düşünelecek olursa...

Programı download.com üzerinden indirmek için;
Get it from CNET Download.com!

4) SpywareBlaster (Windows 95/98/Me/NT/2000/XP, 2.45 Mb)
Explorer'ın yanında Firefox'a da güvenilirlik kazandıran yarı ücretsiz bir program. Ücretli olan kısmı sadece otomatik güncelleme gerekliliği duymanız durumunda ortaya çıkıyor ki çok gerekli olduğunu düşünmüyorum. Program içinde Internet Explorer ve Firefox koruması yanında Yasaklı site belirleme özelliği de yer almakta. Gayet kullanışlı bu programın güvenliklerini aktifleştirmek için Enable All Protections demek yeterli gelmekte. Şayet isterseniz yasaklı sitelere ekleme yapma şansınız da var. Ara sıra elle update etmeniz programı kullanırken herhangi bir sorunla karşılaşma riskinizi azaltacaktır.

Programı download.com üzerinden indirmek için;
Get it from CNET Download.com!

4) Webroot Spy Sweeper ( Windows 2000/XP/MCE, 12.4 Mb)
Bir zamanlar neredeyse tüm özellikleri ücretsiz olan bir program olan Spy Sweeper şu anda malesef temizleme özelliği ücretli bir halde geliyor. Ücretsiz haliyle pek bir işe yaradığı söylenemeyen bu programı 30 $ a satın alabilirsiniz. Fakat hali hazırda diğer örneklerde göründüğü üzere gereksiz.

Programı download.com üzerinden indirmek için;
Get it from CNET Download.com!

5) Antivir Removal Tool For Windows
Son çarelerde kullanılmak üzere tasarlanmış bir temizleme programı. Genel olarak antivirüs kavramına giriyor olsa da bazı Malwarelerin buluşması durumunda çok kullanışlı olabiliyor. Şayet hiçbir programla temizleyemediğiniz bir şey olursa bunu denemekten çekinmeyin.

http://www.avira.com/en/support/antivir_removal_tool_for_windows.html adresinden bu yararlı ufak dos programını indirebilirsiniz.

Video dosyalarına harici ses eklemek, çıkartmak

Elinizde bulunan bir video dosyasına ses eklemek ve hali hazırda içinde bulunan sesleri çıkartmak mümkün. Örneğin ingilizce bir anlatı sunan bir dosya varsa buna eşdeğer FPS (Frame Per Second) de bir ses dosyası mevcutsa bunu 1-2 dakikanınızı ayırarak o dosyayla bütünleşik hale getirebilirsiniz (Şayet FPS değeriniz aynı değilde başka programlar kullanarak ses dosyanızı re-encode etmeniz gerekmektedir). Bu işlem için öncelikle Virtual Dub Mod isimli programa ihtiyacınız olacak, son versiyona linke tıklayarak ulaşabilirsiniz. Programı Winzip veya başka bir sıkıştırma programının Extract (Ayıklamak) seçeneğiyle dışarı çıkartmanız yeterlidir, herhangi bir kurulum yapmıyorsunuz.

Herhangi bir klasöre açtığınız programın VirtualDubMod isimli çalıştırılabilir dosyasına tıklayıp programı çalıştırın. File bölümünden Open Video File seçeneğiyle işlem yapacağımız video dosyasını açıyoruz. Daha sonra Streams bölümüne gelip Stream List seçeneğine tıklıyoruz. Karşımıza hali hazırda dosya içinde bulunan sesler çıkıyor. Burada yer alan Add seçeneğine tıklayarak eklemek istediğimiz .mp3 uzantılı ses dosyamızı seçiyoruz. Bir dakika süren bir işlem sonrasında videomuza dosyayı eklemiş oluyor program (Bu ekranda isterseniz varsayılan -öncül- olarak hangi ses dosyasını çalmasını istediğinizi de sıralamayı move down/move up diyerek değiştirebilirsiniz. Kısaca şayet eklediğiniz sesin varsayılan olmasını istiyorsanız onun üzerine gelip Move up demeniz yeterlidir). Daha sonra Video seçeneğinden Direct Stream Copy seçeneğini aktifleştirip tekrar File bölümünden Save As seçeneğiyle dosyamızı herhangi bir yere kaydediyoruz.

Peki aslen bu ne işimize yarıyor. Örneğin televizyonda yayınlanan bir belgeseli kaydettiniz fakat belgesel İngilizce ve bunun internet üzerinde sizin kaydetdiğiniz şekilde hali hazırda bir Türkçe dosyası bulunmakta. Bunu ekleyerek İngilizce bilmeyen yakınlarınıza bu videoyu izletme şansı yakalıyorsunuz.

İlgili Konu:

Couldn't locate decompressor for format 'xvid' unknown hatası virtualdubmod

13 Ocak 2007 Cumartesi

Kabus 22 tam çözüm - Demir'in bölümü 3

Aslında bu kısmı yazmıştım amma velakin ortadan kaybolmuş durumda ve şimdilik oturup tekrar hazırlamak için vaktim yok... Bu yüzden hatırladığım kadarıyla size özetlemeye çalışacağım;

Hücreye geri dönülür, kalp alınır. Bir tür kapıya benzeyen arka taraftaki kocaman şeye yönelip nesnelerden taş seçilip kullan denilir, kapı açılır. Asansörle aşağı inilir. Odalar gezilmeye başlanır mecburi istikametlerde yollar takip edilir kalpler toplanır. En sonunda o kalplerle ve bıçaklarla resimlerin üzerine kalpler mıhlanır. Kalpler resimlerin üzerine mıhlandığında ortaya bir tür yazı çıkar. Daha evvelden bir hücre gibi bir yerden almış olduğunuz kağıda bunlar yazılır (Her tabloda yazması gerekiyor bu yüzden o kağıt parçasını almadan evvel kalp sapladığınız tablo varsa geri dönüp üzerinde yazanı not almanız gerekir).

Daha sonra daha aşağı katlara inilir yaratıklar öldürülür silah kısıtlı bir şekilde kullanılır ve en sonunda big bosslardan birisiyle karşılaşır -mıydı acaba?- Emin değilim sonrasından, bir ara oturup -misal 1 ay sonra sınavlarım bitince- baştan tekrar oyunu oynadığımda bu kısmı tamamlayabilirim. Bundan sonra, en azından 1 ay boyunca bu yazıya ek gelmeyeceğini üzülerek bildiririm, kusura bakmayın yarım kaldı ama...

End of a good game, Kabus 22! Welcome back to the real life Mr. Anderson!

Kabus 22 tam çözüm - İnzar 1 ve Ebru 2

İnzar'ın komboları bölüm 1:

Yapmanız gereken şey çok basit...

Yeri göğü yık! Anne ben kombo manyağı oldum diyerek etrafta dolaş daha çok can yak. Malesef beklediğiniz kadar uzun sürmüyor :(

Ebru'nun bölümü 2:

Mecburi istikametlerden sunak alanına oradan da mecburi istikametlerden Yere Batan Sarnıcına var. Merdivenlerden çıkınca Ebru'ya göre sağda bize göre solda Save Noktası mevcut. Merdivenlerden düz gelince Ebru'ya göre sol bize göre sağa dön. Aşağı doğru düz devam et, dönüm noktasından dönerek ileride ki bulmaca hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Renkleri;
YY
YK x YM
KK K M MM
şekline getirince kapı açılıyor.

Yukarı çıkınca ışık açılır. Sürpriz!!!

Arka taraftaki kapıya ulaşılır. Hücrelere tek tek girilir. 2. hücredeki mektup okunabilir. 4. hücrede Demir var ve beklenen buluşma!

End Of Ebru 2!

Kabus 22 tam çözüm - Demir'in bölümü 2

Demir'i en son bir yaratığın saldırısına uğrarken görmüştük. Şimdi hafif hafif gözlerimizi açıyoruz ve bir sedye üzerinde yattığımızı görüyoruz. Hipokratı iplemeyen doktor daha sonra Hipokratus mikropratus yeminini hatırlayıp bizi tedavi etmiş. Hoş doktor daha ziyade psikoloğa benziyor (elindeki kağıtlara çizittirişi vs). Bandaj falanda yok üstümüzde. O kadar kan kaybetmişiz ama ilginç...

Etraftaki envanterleri topluyoruz, 2. odada bulunan dolaplardan birisinin üzerinde bulunan neşteri unutmuyoruz. Daha sonra silah sesiyle geri dönüyoruz. Doktor'un intihar ettiğini görüyoruz. Notu okuduğumuzda (daha evvelden karaladığı kağıt) nedenini anlıyoruz. Hoş Demir anlamamakta ısrarcı ama olsun. Tekrar geriye odalara dalıp, "Personel harici giremez" yazılı kapıdan geçiyoruz. Bölüm geçişi sırasında verilen anahtar kendiliğinden kullanılarak tersten "Personel Girişi" yazan camlı kapıdan dışarı çıkıyoruz.

Action! Yaratıkları öldürüyoruz. Sağdan ilerleyip tekrar yaratıkları öldürüyoruz. Ebru'nun çıktığı apartmana girip oradan daireye giriyoruz. Tam karşımızdaki kapıdan oturma odasına giriyoruz. Kanepe üzerinde yer alan Hergün gazetesini alıp koridora çıkıyoruz. Daha evvel Ebru'yla açamadığımız kapının önüne geliyoruz. Gazeteyi kullan diyerek kapının altına seriyoruz (bu da amma bayat bir numara) daha sonra neşterle kapının kilidini ittiriyoruz. Anahtarı aldık. Kapıyı açıyoruz. Berbat bir görüntü, evet. Envanterleri topluyoruz. Dolaba yaklaşıp dolabı açıyoruz. İçinden bir bidon dolusu mazot çıkıyor (Acaba nereye gidiyoruz? :))

Apartmandan çıkıp soldan aşağı doğru ilerliyoruz. Kapıdan geçip, ilerlemeye devam ediyoruz. Kaya'nın Yerine girip sahile çıkıyoruz. Daranan İnzar!!! Bizi karizmatik hareketleri ama iğrenç sesiyle şöyle bir arz-ı endam edip gidiyor. İstikamet Kız Kulesi. Peki ama nasıl? Tam karşımızda yer alan merdivenlerden aşağı iniyoruz. Bota benzini doldurup ver elini Kız Kulesi.

Bottan indikten sonra yaratıklarla uğraşmadan direkt karşıdaki kapıdan içeri girilir. Masanın üzerindeki envanterler toplanır (Yarı otomatik bir silah alınmış olur). Arka odadaki halat alınır. Tekrar ilk girilen odaya dönülür "bir çeşit açacak"la kapıdaki asma kilit kesilir. Uçan haşerat temizlenir. Etraftaki envanter toplanır. Solda yer alan kapıdan geçilir ve bir üst kata çıkılır. Solda yer alan kapıdan içeri girilir. Save noktasında oyun kaydedilir.
En kata inilip dışarı çıkılır. Soldan ilenip RC-65 in başına geçilir. Let the party begins! RC-65 için bir kaç ipucu vermek gerekirse;

S: Tuşu ile zoom
D: Tuşu ile ateş
A: Tuşu ile de hızlı şekilde döndürebiliyorsunuz.

Bunların kombosunu yaptığınızda ise sizin üzerinize gelmeden yaratıkları öldürebilirsiniz. Daha evvelden zulaladığımız ilkyardım çantaları burada çok işimize yarıyorlar yinede. ESC tuşuna basarak (ki bu tuşu ilk kez kullanıyoruz) makinalı tüfeğin kontrolünü bırakıyoruz. Biraz aşağı doğru (bottan indiğimiz binanın girişinin olduğu tarafa) ilerleyip oradan Deniz fenerin yanına varıp çapa'yı alıyoruz.
Binanın arka tarafında bulunan kutular üzerindeki kancayı alıp binaya geri giriyoruz.
En üst kata çıkıp kanca yardımıyla manevelayı sıkıştırıyoruz. Radar ekranı önündeyken 1 3 4 1 1 kombinasyonu ile (sol, aşağı, sağ, sol, sol) radardan çıktıyı alıp tekrar aşağı inip, binanın arkasına dolaşıyoruz. Fenerin yanına gelip Nesnelerden radar çıktısını seçip kullan diyerek panelden elektriği açıyoruz ve kuyu aydınlanıyor. Nesnelerden halat ve çapayı birleştirip kuyunun yanına geliyoruz ve bu ikiliyi kullanarak aşağı iniyoruz. Kuyuda ilerleyip D tuşu ile kapağı kaldırıp bir tür mahzene iniyoruz. Aşağı inmeye başlıyoruz. İnzar ile karşılaşıp Gaile taşı diye bir şeyin var olduğunu ve kurtuluşun 22 bölgeden bu taş sayesinde başlayacağını öğreniyoruz. Yeşil kapıyı açıp geçiyoruz. Kapının sağındaki (Demir'e göre sol) kolu çekiyoruz. Yaratığı öldürüyoruz. Kapıdan geçmeden önce etraftaki envanterleri topluyoruz.

Kapıdan geçip, çakmağı ve askerin elindeki A6-Rator ağır makinalıyı alıyoruz. Sağda oyunun save noktalarından birisi var... Girdiğimiz kapının Demir'e göre sağ bize göre sol yanındaki aralıktan geçip kapıya geliyoruz. Daire biçiminde bir yerdeyiz şu an. Tam karşımızdaki kapıdan geçiyoruz. Sağda yeralan kolu indiriyoruz. Acele bir şekilde ilerleyip kapan kapanmadan diğer bölgeye geçiyoruz. Solda (Demir'in sağı) yer alan kolu çekip 2 kapanında açılmasını sağlıyoruz. Küçük olandan geçip dümdüz (sola dönmüyoruz) ilerliyoruz. Karşımızdaki kapıya yaklaşınca bir yaratık çıkıyor pompalı benzeri bir silahla yakınımıza yaklaştırmadan bu yaratığı öldürüyoruz. Biraz arkamızda kalan aralıktan geçip bir kapıya ulaşıyoruz. Kitabeyi alıp oradan çıkıyoruz. Yaratıklar etrafta fink atmaya başlıyor tabii bize kızıp. Büyük yaratıklara karşı elbombası veya mayın döşeyerek haklama yoluna gidiyoruz. Küçüklere pompalı gayet yetiyor.

Az evvel içinden yaratık fırlayan kapıdan ilerliyoruz. Solda yer alan mekanimizdaki çark'ı alıyoruz. Yandaki kapıdan geçip kitabe ve envanteri topluyoruz. Oradan aldığımız bir kitaptaki ilginç bilgileri okuyoruz ya da okumuyoruz o size kalmış. 2 kapanın olduğu ve bizim ufak olandan geçtiğimiz yere geri dönüp daha da başa doğru ilerliyoruz. Save noktasının olduğu yere geri dönüp ölü askerin tam tersi iskametinde yer alan kapıya doğru ilerliyoruz. Kapıdan geçiyoruz. Demir parmaklıkların yanındaki mekanizmaya daha evvelden almış olduğumuz çarkı takıyoruz. Daha sonra mekanizmanın karşısındaki kolu çekiyoruz. Uzun yoldan geçip kapıya yaklaşınca en sağlamından bir silah seçiyoruz. 2 dev ve 1 orta büyüklükteki yaratığı öldürüp sağdaki kapıdan içeri giriyoruz. İlerde solda yer alan kolu çekip koşarak kapan kapanmadan geçiyoruz. Gidilebilecek tek yerden ilerleyip sağda yer alan kolu çekiyoruz. Bu sayede hem büyük hem de küçük kapan bir daha kapanmamacasına açılmış oluyor. Geri dönüp küçük kapandan geçiyoruz. Kapıdan içeri girip "Garip bir anahtar" ve 2 adet kitabeyi alıyoruz. Kapıdan çıkmadan evvel orta kuvvette bir silah seçip kapıdan geçiyoruz. Gelen 3 yaratığı öldürüyoruz. Büyük kapandan geçince gelen yaratığı öldürüp arkamıza dönüp az evvel çıktığımız kapının solundaki yoldan devam edip kapıyı geçiyoruz. Daha sonra sağa dönüyoruz (Demir'in solu ve uzun hol değil) (kısaca geri dönüyoruz) Holden ilerleyip yaratıkları öldürüp Demir'in solu bizim sağımızdaki kapıdan içeri giriyoruz. Envanteri ve kitabeleri topluyoruz. Kapıdan çıkınca dümdüz devam edip save noktası ve ölü askerin olduğu yere gelmiş oluyoruz. Askerin olduğu tarafta daha önceden açamadığımız kapıya geliyoruz. Kapı biraz evvel bulmuş olduğumuz "garip bir anahtar" ile açılıyor. Kapıdan geçince çıkan yaratığı öldürüyoruz. Soldan devam ediyoruz.

Mecburi iskimaet ilerleyip tahta bulakların kapadığı bir bölüme geliyoruz. Çakmağı kullanarak tahtaları yakıyoruz. İlerleyip yaratıkları öldürünce sağdaki kapıdan girip kitabeyi alıyoruz. Çıkıp bu defa solumuzdaki yerden devam ediyoruz.

Save noktasının olduğu merkezi yerden tarifle save noktasının olduğu yerdeki aralıktan dümdüz gidildiğinde ulaşılan yerde kutuların üzerindeki testere alınır ve geri dönülür. Save noktasında askerin tam zıttı istikamette bulunan kapıdan geçilir. Sağa dönülür kapıdan geçince sağa ve düz devam edilir. Haritaya göre en alt sağ uca erişmiş oluyoruz. Burada daha evvelden gelip paslı olduğu halde açamadığımız kapıyı testere vasıtıyla kesiyoruz. Almamız gereken 8 kitabeyi de toplamış oluyoruz böylece...

Save noktasına göre karşı tarafta bulunan yuvarlak ayin alanına gidiyoruz. Her sütuna bir kitabe yerleştirerek mekanizmayı tamamlıyoruz.

End Of Demir-2!

8 Ocak 2007 Pazartesi

Kde de başlangıçta program çalıştırma


Zorluk seviyesi: Acemi, yeni linux kullanıcısı

Biliyorum başlık biraz tuhaf oldu. Hemen izah edelim. Diyelim ki linux kullanıcısısınız. Örneğin Pardus kullanıyorsunuz. Grafik kullanıcı arayüzü olan Kde* yüklendiğinde bazı programlarınızın otomatik çalışmasını istiyorsunuz (Windows da ki başlangıçta meselesi gibi). Evet şimdi daha anlaşılır oldu.

*KDE: Linux dağıtımlarındaki grafiksel kullanıcı arayüzlerinden biri. Daha net bir ifade ile masaüstünü ve simgeleri, sol altta pardus butonunu gördüğünüz o ekran. Yani Windows a benzer bir arayüz.

Pardus-Programlar-Sistem-Konsole seçin (msdos komut istemine benzer birşey karşınıza gelecek).
Burada örneğin; ln -s /usr/bin/amsn ~/.kde/Autostart/ yazıp enter a basarsak,
usr/bin klasöründeki amsn programını Autostarta yani başlangıca eklemiş oluruz. Oturumu kapatıp tekrar açtığımızda artık amsn programı otomatik olarak başlangıçta çalışacaktır.

Not: Linux dağıtımlarında /usr/bin ve /usr/local/bin klasörleri programların çalıştırılabilir dosyalarının bulunduğu klasörlerdir.

Eğer yukarıdaki komut hata verirse muhtemelen autostart paketi sisteminizde kurulu değil demektir.

Pardusta paket kurmak nasıl birşeye örnek;
autostart paketini kurmak için Tasma - Sistem seçenekleri- Program Ekle, güncelle veya kaldır da Ara ya autostart yazın çıkan autostart paketini seçin paketi kur a tıklayın. Paketiniz kuruldu hayırlı olsun.
(Tabii internet bağlantınızın varolduğunu varsayıyoruz.)

7 Ocak 2007 Pazar

Türkiyede Teknik Servis Mantalitesi ve Müşterinin Süründürülmesi

Kabus 22'nin tam çözümlerini hazırladığım sırada hiç beklemediğim bir şekilde elime geçen bir ürün nedeniyle o yazı dizisine ara vermek zorunda kaldım (burada yayınlanmamış ama hazırlanmış durumda bazı bölümler mevcut, düzenlemesini yaptıktan sonra en kısa zamanda tamamı yayınlanacaktır).

Yeni hastalığım Creative Portable Media Center (PMC) olmuştu. Her neyse bu güzel aletin şöyle ufak bir tanıtımını yapmak isterdim lakin daha doğru düzgün aleti kullanamadan bazı sorunlarla karşılaşınca sizleri bu aletle tanıştırmak ne derece doğru olur bilmiyorum. Yinede ufak bir bilgi vermek adına şöyle kısa bir özet yapabiliriz. Hali hazırda zaten artık eskimiş bir teknoloji sayılan bu alet fiyatının düşmesi nedeniyle, alım gücü düşük olmasından dolayı teknolojiyi geriden takip eden ülkemiz vatandaşları tarafından (birisi benim) bayağı rağbet görmekte. İlk çıkış fiyatı 900$ ın üstünde olan bu alet şu anda 199$ civarlarına temin edilebiliyor ki bu da bu kulvarda yarışan birçok alete bakarak çok uygun bir fiyat. Peki bu kulvar nedir? 20 Gb sabit diski olan 3.8" Tft Lcd ekrana sahip 340grlık bu ürün, mp3, mpeg vb formatları oynatabiliyor ve resim gösterebiliyor (sadece jpg). Tam bir medya üssü görünümündeki bu aletin en büyük handikaplarından birisi sadece Windows Media Playerla senkronize edilebilmesi. Harici bir yazılım Creative tarafından üretilmemiş durumda. Zaten ürünün üzerinde yer alan windows logolu menü tuşu da bunun nedenini çok güzel açıklıyor.

Özet olayını abartmadan asıl konumuza geri dönecek olursak, ülkemizde sadece teknoloji değil müşteri memnuniyeti de bayağı geriden takip ediliyor. Şimdiye kadar ürünü arızalanıp firmaların teknik servisleriyle başı belaya girmeyen olmamıştır heralde. Bunun en büyük etkenlerinden birisi müşteri memnuniyeti kavramının ülkemizde hiç vuku bulmuyor olmasıdır. Bu konuda internet üzerinden hizmet veren bazı firmalar standartların çok çok üzerinde bir başarı gösteriyor olsalar bile genele yayıldığında müşterinin velinimetten çok meşakkat olduğu düşünülmekte. Bir ürün satıldıktan sonra şayet bir firma arkasından gelenleri takip etmiyorsa o firmanın büyüklüğü tartışılmalıdır. Hal böyle olunca güzel ülkemizde büyük firma bulmak neredeyse olanaksız.

Bazılarınız belki biliyordur internet üzerinde müşteri memnuniyet ve memnuniyetsizleri sonucu ortaya çıkmış olan bir site mevcut. www.sikayetvar.com isimli bu site üzerinde anlaşmalı firmalarla direkt olarak etkileşimli bir şekilde sorunlarınıza çözüm bulabiliyor ve sorunlarınızı çözemeseniz bile diğer müşteri adaylarına bilgi vermiş oluyorsunuz. Gerçekten büyük sayılabilecek uluslararası firmalar hariç bu siteye pek ilgi gösteren olduğu ise söylenemez. Yine bunun nedeni yukarıda bahsettiğim şeylerle aynı sebeplere dayandırılabilir.

Tüketici yasalarıyla yeni tanışmış bir ülke olmamızın ve yasal haklarımızdan bihaber olmamızın neticesinde yıllardır firmalar biz müşterilerin bırakın memnuniyetini, müşkiliyetini bile görmezden gelmekte. Öyle vakalarla karşılaşıyor ki insan gerçekten gülmekle ağlamak arası seçim yapamıyor. Firma isimlerini açıklamadan sizlere birkaç örnek babında olay anlatayım.

Bir firmadan alınan bir aletin daha 1. ayında bozulması sonucu teknik servise intikal ettirilir ürün. Güleryüzle karşılanan mağdur müşterinin sırtı sıvazlanılarak beklemesi rica edilir. 28 gün geçmesine rağmen firmadan cevap alamayan müşteri iyice küplere binmeye başlar bir yandan da 30 gün içinde ürünün geri iade edilmediği takdirde değiştirilmesi gerektiğini bildiğinden rahattır. 29. gün müşteriye firma telefon açar ve ürününüz hazır lütfen gelip alın der. Müşteri sinirini bir kenara bırakarak gider ve ürünü teslim alır. Eve gelip de ürünü denediğinde aynı arızanın hala durduğunu ve herhangi bir değişiklik olmadığını gözlemler ve ürünü geri götürür. Kısa geçmek adına aynı şey 2 defa daha tekrarlanınca müşteri artık zıvanadan çıkmış bir halde firmayı açık ve net bir şekilde "Ürünün arızası giderilmediği hatta hiçbir şey yapılmadığı halde geri iade etmekle" itham eder. Firma gayet pişkin bir şekilde böyle büyük bir firmayı asılsız suçlamalarla karalamaması yönünde müşteriyi tehditle karışık azarlar ve istemiyorsa tamir ettirmeyebileceğini söyler? Müşteri ürünü servise öyle böyle bırakır. Velhasıl kelam ürün 4 defa (normalde 3. sefer gittiğinde aynı arıza sonucu giden ürünler herhangi bir şey yapılmaksızın yenisiyle değiştirilir ama bu vakada malesef bu gerçeklemez ve firma tarafından 2 farklı sorun şeklinde düzenlenen ve müşteriden gizlenen makbuzlarla tüketici mahkemesine ibraz edilir, müşteri haksız konuma düşer) teknik servise gidip gelmesinin sonucunda arızası yapılmış şekilde toplamda 100 gün içersinde iade edilmiş olur. Müşterinin aramadığı yol, mağduriyetinin giderilmesi için yapmadığı başvuru kalmamıştır. Ama neredeyse senenin 3 te 1 i zamanda geri iade edilen ürün birkaç ay sonra yine aynı nedenle arızalanır. Ürüne ve firmaya tiksinmiş durumdaki müşteri lanetler okuyarak tekrar servise gider... Sonrası malesef mahkemede sonuçlandırılmak üzere belirsiz bir tarihe atılır...

Bir başka vakada ise Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birisine ait bir elektronik markasının ürününde vuku bulmaktadır. Ürün teknik servise ilk götürülüşünde herhangi bir sorunu yoktur diyerek 1 hafta sonra iade edilir. Ürün geri götürülüp denendiğinde sorunun hala devam etmekte olduğu görülür ve servise geri götürülür aynı sorunla ilgili olarak. Servis ürünün sorununu kabul ettiğini beyan eder şekilde 1 hafta sonra müşteriyi arar ve fabrikaya değiştirilmeye gönderildiğini söyler. 30 gün geçmesine rağmen ürün gelmeyince müşteri Tüketici mahkemesine başvurur. Ürün hali hazırda değişime gönderildiğinden Tüketici mahkemesinin kararı gayet ilginçtir, ürünün değiştirilmesi gerekir! Müşteri burada da aradığını bulamayınca beklemeye devam eder. 39 gün sonunda servisin anlattığına göre fabrikanın yanması sonucu ürünün değişmesi gecikmiş ve fabrika özür dilemektedir. Olay bununla da bitmeyip müşteriye firmanın çok güzel bir sürprizi vardır. Yeni gelen ürün bir önceki üründen çok farklı olup sözde yeni modelidir! Fakat herhangi bir araştırma sonucu görülebileceği üzere daha ucuz olan ve daha kalitesiz bir ürünle değiştirilmiş müşterinin ürünü... Bu kadarına da şükür diyerek geri döner müşteri.

Çok uzun bir yazı kıvamında devam ediyor farkındayım ama çok doluyum bu konularda o yüzden kimse okumayacak olsa bile bu yazıya devam edeceğim, hiç yoktan ileride ben okurum hem de tekrar tekrar.

Şimdi en baştaki konudan devam edecek olursak, müşteri memnuniyetsizliğini sağlamak adına firmaların yaptıklarını göstermiş olduk. Peki bunun çözülmesi için neler yapılabilir? En başında Tüketici mahkemelerinin tekrar elden geçirilmesi gerekir bence. Çünkü 2. vaka bize gösteriyor ki Tüketici mahkemeleri bazen abuk kararlar alabiliyor ve asıl görevi olan müşterinin haklarını koruma noktasından uzaklaşabiliyor. Ayrıca Tüketici mahkemelerinin firmalar üzerindeki etkisi de arttırılmalıdır. Normalde kural şu değil midir yoksa ben mi yanlış biliyorum? Müşteri Her Zaman Haklıdır. Yine yazının en başında belirttiğim üzere bunu uygulayan Uluslararası ve tamamen türk malı olan firmalar mevcut olsa da genele yayıldıklarında çok ufak bir dilimi oluşturmaktalar.

Ufak bir not olarak; şimdiye kadar müşteri memnuniyeti adına en büyük özveriyi verdiğini düşündüğüm şirket Yemeksepeti'dir. Müşteri gerçekten o firmada her zaman haklı, haksız olsa bile haklıdır. Buradan bu fırsatla teşekkürlerimi sunuyorum o firmaya. Hiç yoktan gerçekten memnun edilebileceğimizin kanıtı oldukları ve umut aşıladıkları için...

Şimdi bir de olaya servis açısından bakalım. Ülkemizde malesef teknik servis elemanı açısından büyük bir felaket yaşanmaktadır. Genelde Teknik Lise mezunu olan bu çalışanlar konularında uzman olmadıkları gibi, insan psikolojisi ve etkileşimi konularında müthiş bilgisiz ve eğitimsizler. Hali hazırda okullarda bu tarz bir eğitim öğretim olmadığı gibi genellikle bu tarz liselerin durumu göz önüne alındığında ortamları sonucu ortaya çıkan bir başıbozukluk da mevcut. İnsanlarla etkileşimi; gözlerini korkutarak, ben biliyorumcu şekilde ve hatta bazen kavga boyutuna taşıyarak yapmaya çalışan bu personel malesef sorunun başlangıç noktası.

Peki sadece teknik bölümde çalışan personel mi sorumlu bundan? Pek tabii ki hayır. Onlara yeterli eğitimi vermeyerek bizlerin karşısına çıkartan tüm firma yetkilileri, ayrıca onlara müşterilerin nasıl en zahmetli prosedürlerden geçirilmesi gerektiğini ve eziyet metodlarının ayrıntılarını anlatan üst düzey yöneticiler onlardan çok daha sorumlu ve suçludur. Söz gelimi bir teknoloji firmasından alınan bir ürünün 1 gün sonra kutusu dahi açılmadan değişime gitmesi sonucunda ürünü önce kontrol etmemiz gerekiyor diyip ürünü açmaları ve arkasından ürün bozuk (kutusundan bozuk çıkıyor) ve paket açık olduğundan değişim yapamayız demeleri tamamen bu firmanın yönetimsel aşamalarında yer alan kişilerden kaynaklıdır. Bunda personelin suçu tamamen onlara yüklenebilir.

Peki firmalar sorumlu, biz hiç mi sorumlu değiliz, böyle koyun misali güdüldüğümüz halde sesimizi çıkartmayarak? Bence en büyük sorumlulardan birisi de biziz. Amma velakin bizlerin yapabilecekleri de bir noktada son buluyor. Her ne kadar güdülmek istemediğinizi bağıra bağıra dile getirseniz de bir aşamadan sonra güdülüyorsunuz. Zaten bir nevi bu yazının hazırlanma amacı da budur, karşılaşılan sorunları dile getirmek ve sonucunda yapılması gerekenleri anlatmak.

Sonuç olarak ya ben bu ülkedeki en bahtsız bedevi bile olsam -ki genelde öyle olduğumu düşünüyoroum- tüm kurumlar açısından müşteri memnuniyeti açısından kat etmemiz gereken yol çok fazla. Uluslararası şirketlerin distribüterleri de dahil her firmanın müş
teri memnuniyeti adına büyük ve radikal adımlar atması gerekiyor. Fakat bunun durduk yere olmasını beklemek saftirikliğin daniskasıdır, bir şekilde bizlerin feryatlarına artık dayanamayacak hale geldiklerinde bu olabilir ancak. Onun içinde bir şekilde olaylar sonucunda kabullenmek yerine şikayetlerimizi dile getirmeli, müşgüliyetimiz giderilene kadar uğraşmalıyız. Gerekiyorsa Tüketici mahkemeleri hatta başka yargı organlarına kadar.

Velhasıl kelam lütfen olaylara sessiz kalmayın. Şayet memnuniyetten söz edebilmek istiyorsanız önce adım atın, yoksa böyle güdülmeye ve hor görülmeye devam edeceğiz.

Bu yazının hazırlanmasında emeği geçen firmalar:
  • Gold Pc Comptuter & Electronics
  • Vatan Bilgisayar Hizmetleri
  • Beko A.Ş. ve Koç Şirketler topluluğu
  • HP
  • Creative
  • Sony
  • Nokia
  • Hepsiburada.com
  • Yedigün
  • Müşteriyi yolunacak kaz gibi gören diğer tüm firmalar!

Blog Listem